
YU HUA – YAŞAMAK
📖 “Yaşamak” Üzerine: Bir Hayatın Sessiz Tanıklığı – Yu Hua’nın Romanı Üzerine Notlar
Bazen bir kitap okursunuz, kapağını kapattığınızda sadece bir hikâyeyi değil, insanlığın bütün acılarını, umutlarını ve direncini kalbinizde hissedersiniz. Çinli yazar Yu Hua’nın “Yaşamak” adlı romanı, tam da böyle bir kitap. Sessiz ama derin bir sesle haykırıyor yaşamanın ne demek olduğunu. Acıların arasından süzülen dayanıklılığı, kayıplarla biçimlenen karakteri ve her şeye rağmen toprağa tutunmayı anlatıyor.
Romanın başkahramanı Fugui, varlıklı bir ailede doğmuş, gençliğinde kumar tutkusu ve sorumsuzlukla bütün servetini kaybetmiş bir adam. Hayat ona defalarca sırtını dönmüş, ama o her defasında küllerinden yeniden doğmaya çalışmış. Fugui’nin kişisel hikâyesi aslında sadece onun değil; aynı zamanda 20. yüzyılın ortasında Çin’in geçirdiği savaşları, devrimleri, kültürel çalkantıları ve kırsal yaşamın zorluklarını da içinde barındırıyor.
📌 Alıntı Kutusu:
“Yaşamak demek, insanın başına ne gelirse gelsin, her sabah yeniden uyanmayı kabul etmesidir.”
— Yu Hua, Yaşamak
Yu Hua, hikâyeyi yaşlı Fugui’nin bir yabancıya anlattığı uzun bir monolog gibi kuruyor. Bu anlatım tarzı, eseri bir roman olmaktan çıkarıp neredeyse sözlü tarih çalışmasına dönüştürüyor. Fugui’nin sesinde pişmanlık, hüzün, kabulleniş ve sarsılmaz bir yaşam sevgisi var. Malını, ailesini, dostlarını birer birer kaybetmiş olsa da, hayatta kalan her sabaha inatla uyanıyor.
Kitap boyunca yaşanan ölümler –oğlu Youqing’in acımasızca alınması, sağır-dilsiz kızı Fengxia’nın doğumda ölmesi, torunu Kugen’in boğularak can vermesi– insanın sınırlarını zorlayan trajediler. Fakat Yaşamak, yalnızca acıların romanı değil. Aynı zamanda insanın ne olursa olsun yaşama tutunma gücünü, başına gelenlerin ardından yeniden başlama cesaretini anlatıyor.
Yu Hua’nın dili sade ama etkili. Betimlemeleri abartısız, ama her cümle yerli yerinde. Romanda politik ya da tarihsel olaylar fonda akıyor; esas anlatılan, o olayların sıradan insanların hayatında nasıl izler bıraktığı. Savaş, devrim, yoksulluk… Ama her şeyin ötesinde bir adamın, toprağın kokusuna, sabahın serinliğine, yolda yürürken eşeğinin ayak sesine tutunarak var olmaya çalışması.
Roman, bize yaşamanın sadece nefes almak olmadığını hatırlatıyor. Yaşamak, bazen her şeye rağmen sabah uyanmak, bazen sadece toprağa bakmak, bazen de anlatacak bir hikâyeniz olduğuna inanmak demektir. Fugui’nin hikâyesi de işte tam olarak bu: Her şeyi kaybettikten sonra bile, bir şeylere tutunarak devam etmenin hikâyesi.
Yu Hua’nın Yaşamak’ı, sadece Çin’in değil, bütün insanlığın ortak acılarına ve direncine bir ağıt niteliğinde. Sizi derinden sarsacak, düşündürecek ve belki de kendi hayatınıza başka bir gözle bakmanıza sebep olacak bir roman.
✒️ Yazar Hakkında: Yu Hua
Yu Hua, 1960 yılında Çin’in Hangzhou kentinde doğmuştur. Önce diş hekimliği eğitimi almış, ancak yazarlık tutkusu ağır basınca edebiyata yönelmiştir. 1980’lerden itibaren Çin’in değişen toplumsal yapısını ele alan romanlar ve öyküler yazmış; eserleri genellikle sade, ama sarsıcıdır. Yaşamak (To Live), yazarın uluslararası çapta tanınmasını sağlamıştır ve Zhang Yimou tarafından sinemaya da uyarlanmıştır. Yu Hua, bireyin hayata karşı direncini, tarihsel olaylarla harmanlayarak edebiyatta kendine has bir yer edinmiştir.

