
Yu Hua – 7. Gün
🕊️ Gömülmeyenlerin Ülkesi’ne Sessiz Bir Yolculuk
“Burada ağaç yaprakları sana seslenecek, kayalar sana gülümseyecek,
Nehir seni selamlayacak. Burada herkes ölümde eşitliği buluyor.”
Yu Hua’nın “7. Gün” adlı romanı, yaşamla ölüm arasında sıkışmış bir ruhun içsel yolculuğunu anlatırken, aynı zamanda yaşama dair derin sorgulamalar ve dokunaklı gözlemlerle dolu. Ana karakter Yang Fei’nin gözünden, bu dünyadan göçmüş ama hâlâ bir şekilde tamamlanmamış hikâyelerin ardında bıraktığı izleri okuyoruz.
🌫️ Gömülmeyenlerin Ülkesi: Yasın, Anıların ve Sessizliğin Mekânı
Kitabın belki de en çarpıcı tarafı, ölenlerin arkasından yas tutulmayan, mezarları olmayan ruhların dolaştığı bir hayali ülke: Gömülmeyenlerin Ülkesi. Burada herkes kendi yasını kendisi tutuyor, çünkü onları uğurlayacak kimse kalmamış. Kimi kollarına siyah bir kumaş bağlıyor, kimi geçmişinden kalan kırıntılarla var olmaya çalışıyor.
Yu Hua, Çin kültürünün zengin imgeleriyle bu mekânı öyle ustaca dokuyor ki; okur bir noktada gerçek ile hayal arasında bir köprüde yürümeye başlıyor. 7 gün boyunca yaşananlar ise hem fiziksel hem ruhsal bir geçiş sürecini temsil ediyor. Tıpkı 7 rakamının kutsallığı gibi…
🔢 Yedi Sayısının Derinliği ve Evrensel Anlamı
Bu romanda geçen yedi gün, sadece zamanın bir ölçüsü değil; aynı zamanda bir arınma, bir yüzleşme ve nihai huzura varma sürecidir.
-
Kur’an’da 7 gök,
-
Hinduizm’de 7 yüksek dünya ve 7 yeraltı,
-
Budizm’de 7 adım atan Buda…
Bunların hepsi bir tür dönüşümün, tamamlanmanın, geçişin simgeleri. Yu Hua da bu kadim anlamları alıp edebi bir kurgunun içine büyük bir ustalıkla yerleştiriyor.
🕯️ Unutulmamak: Asıl Ölümsüzlük
“İnsanlar bu dünyadan göçtüklerinde ölmezler, asıl unutulduklarında ölürler”
— Coco filmini izleyenler bu cümleyi hatırlayacaktır.
Ben bu düşünceye yürekten katılıyorum, mekanlar boyutlar sadece fiziki temaslara engeldir,
Onun dışında bu dünyadan göçselerde kalbimizde yaşamaya devam ederler sevdiklerimiz.
Yu Hua’nın romanı da tam olarak bu fikri taşıyor. Her karakterin bir hikâyesi, bir ukdesi var.
Ve bu hikâyeler onları unutulmaz kılıyor.
🌙 Hotel Del Luna ve 7. Gün: Ruhun Arınma Yolculuğu
Kore dizisi Hotel Del Luna’da olduğu gibi, 7. Gün de ruhların huzur bulması için bir ara durak sunuyor.
Trajik bir şekilde ölen ve hikayesi yarım kalan insanların ruhlarının dinlendiği, iyileştirildiği, bedenlerinin güzelleştirildiği ve ruhlarının huzur içinde cennete gönderildiği bir yerdi.
Bu ruhlar otelde önce temizleniyor, bekletiliyor ve sonrasında tastamam ve içlerinde hiçbir ukde kalmayacak bir şekilde sonsuz yolculuklarına uğurlanıyorlardı.
Bu kez otel değil, gri sisli sokaklar, yalnız apartman daireleri ve geçmişin sessiz yankıları var. Bu açıdan bakıldığında roman, sadece bir ölüm anlatısı değil, aynı zamanda bir hayatın nasıl yaşanması gerektiğine dair güçlü bir fısıltı…
📖 Kapanış: Herkes İçin Bir Yer Var
Bu kitap, yüreğinizin en sessiz yerine dokunacak. Özellikle sevdiklerini kaybetmiş, yasla iç içe geçmiş ya da hayatla bağını sorgulayan herkes için bir anlam taşıyor. “Gömülmeyenlerin Ülkesi” bir yitimin değil, bir hatırlamanın, bir tesellinin ülkesi. Kan bağından çok can bağı ile bağlı olanların buluştuğu bir yer…
🪦 Bu kitabı mutlaka okuyun. Ve okutturun. Çünkü bazı kitaplar sadece okunmaz, yaşanır.

