Can Çekişen Ruhları Hiçbir Beden Taşıyamıyor

Hayat, bizi öyle kırılgan ve ince bir çizgiye getirdi ki…
Yaşananlar için şükreder olduk; yaşanamayanlar içinse.
Zararın neresinden dönsek kârdır diyerek normalleştirdik birçok acıyı.
İnsan oluşumuzun en büyük yanı da bu belki: her şeye alışmak.

Ama sonra ruhlarımıza ne oluyor?
Ruh hastalanıyor.
Sessiz çığlıklar atıyor içimizde, ciğerlerimiz daralıyor nefessizlikten.
Kalbimizin değirmeni ince ince öğütüyor yaşanmışlıkları;
zamanla un ufak ediyor belki ama hep içimizde bir şey eksik kalıyor.

Yas, Sadece Ölüme Değildir

Kaybetmek, parçalanmak, ihanete uğramak da bir yas sürecidir.
Ve bu süreçler bizi güçlendirir evet…
Ama aynı zamanda da kabullenmeye mahkûm eder.
Zira bazı durumların ne sorumlusu ne de çözüm noktasıyız.

İlk adım: kabulleniş.
Her şeyin yükünü sırtlamaktan vazgeçmek gerek.
Her şey sizin elinizde değil.
Her şeye müdahale edemezsiniz.
Bazı şeyler “takdir-i ilahi”dir.
Bu yüzden sadece geçip gitmek gerekir acının içinden.
Başka yolu yok.

Ruhun Şifası: Vicdanın Sesi

İnsanın beyni sürekli düşünür, senaryolar üretir.
Ama işte bu noktada, “dur” diyebilmeyi öğrenmek şart.
O noktada devreye vicdan girer.
Çünkü vicdan, özgürlüğün pusulasıdır.

Ve özgürlük…
Nedir ki gerçekten?
Kimine göre uçmak, kimine göre hiçbir şeye bağlı olmamak.
Ama en sade ve doğru tanımı şudur:
Özgürlük, vicdanın rahat olmasıdır.

Eğer vicdanınız rahatsa, ruhunuza hayali bir çift kanat takın.
Uçun.
Yaralı da olsanız, parçalanmış da olsanız…
O kanatlarla yine de uçarsınız.

Ama vicdan rahat değilse,
nereye giderseniz gidin,
ruhunuzun yükünü hiçbir yer taşıyamaz.
Ne toprak kabul eder sizi,
ne de gökyüzü nefes olur ciğerlerinize.

Kalbin Ekmeği

Ben hep vicdanıma sığındım.
Beni ben yapan, doğru bildiklerimi savunma gücü veren oydu.
Çünkü bilirim ki herkes kalbinin ekmeğini yer.
O ekmek mayasını vicdandan alsın.
Bugün değilse de, bir gün herkes içindekiyle yüzleşecek ve kalbinin ekmeğini yiyecek. 

Ve unutma:
Eğer vicdanın rahatsa,
can çekişen ruhun bile zamanla iyileşir.


🌿 Kendine Bir Nefeslik Yer Aç

Eğer bu yazı sana dokunduysa, lütfen kendin için bir an dur.
Şefkatli ol.
Kısa molalar ver, duraklar oluştur, yorulduysan dinlen.
Bazen hiçbir şey yapmak istememek kendin için bir şey yapmaktır. 
Ve unutma, hiçbir ruh yalnız değil.
Belki de senin hikâyen, başka bir yaralı ruha umut olacak. 🌙

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir