
Yaratıcı Gücü Erkeklere, Cesareti Kadınlara Vermiş
Bu cümle neden bu kadar etkiledi beni, bilmiyorum…
Belki de hayatım boyunca tüm kapalı kapıları cesaretimle açtığım,
Kilitli olanları bile azmimle zorlayıp açtırdığım içindir.
Geçmişime şöyle bir dönüp bakınca, yapmamam gereken,
Hatta kaldırmamam gereken taşların altına bile hep ben elimi koymuşum.
Ne zaman birine iyilikle, insanlıkla yaklaşsam, hep kendimden eksilmişim.
Kendi değerimi küçültmüşüm.
Zamanla şeffaflaşmışım; görünmez, duyulmaz hale gelmişim.
Neden biz kadınlar bu kadar anaç duygularla yaklaşırız herkese, üstelik kişi ayrımı bile yapmadan?
Neden çorak bir tarlaya dönüştürülmüş koca alanı görmezden gelip,
Sadece bir zamanlar orada yeşermiş minicik bir filize odaklanırız?
Oysa ortada kaçınılmaz bir gerçek vardır:
O tarla artık çoraktır.
Kadın-erkek dengesi, tıpkı hayatın diğer her şeyi gibi değişti.
Yaratıcı erkekleri biz kadınlardan daha güçlü yaratmış, bu doğru.
Ama o gücün yanına neden merhameti, sadakati, hoşgörüyü koymamış?
Kaba kuvvetle her şey çözülür mü gerçekten?
Bir zamanlar güçlü erkeklerin yanında korunmuş, güvende hissetmiştik kendimizi.
Ama o zamanlar çoktan geride kaldı.
Artık hem güçlü hem cesaretli kadınlara dönüştük.
Çünkü artık biz korunma ihtiyacı duyar hale geldik.
Boyuna, posuna aldanıp “delikanlı” zannettiğimiz günler çok eskide kaldı.
Zamanla anladım ki,
Delikanlılık bir cinsiyet meselesi değil, şahsiyet meselesiymiş.
Bugün çoğu “delikanlılık”, halının altına süpürüldü.
Sözler ile davranışlar örtüşmez oldu.
Diller başka söyledi, bedenler başka hareket etti.
Sonra da insanlar, sanki her şey normalmiş gibi davranmamızı bekledi.
Erkeklerin çoğu gücünün ardına saklanırken,
Kadınlar minicik bedenleriyle devasa yükleri omuzladı.
Korktular ama “korkuyorum” diyemediler.
Çünkü çok iyi biliyorlardı:
Artık onları koruyacak kimse kalmamıştı.
Bu yüzden kadın, kendi başının çaresine kendi baktı.
Kendine yetmeye başladı.
Zaman geçti, kadın bir erkeğe ya da herhangi birine ihtiyaç duymaz hale geldi.
Denge değişti.
Devir değişti.
Şimdinin kadınları hem güçlü hem cesur.
Bir zamanlar çorak kalan topraklarını,
Kendi inancı ve sevgisiyle yeniden bereketli hale getirdi.
Çünkü artık biliyor:
Güç, dışarıdan gelmez. İçeriden doğar.

